Hayattan Parçalar

01.05.09
Ben ki ben. Neyse sadede geliyorum burada bu ilk yazımda abicim her şey olacak. Çok samimi olamadan gitmek istemem “buradan”.
Bu amaç çerçevesinde birini tanımaktır ya da bu yazıyı yazmamın sebebi aslında kendimi gün be gün tanımaktır.
Bu hafif tatlı başlangıçtan sonra amacımı söyleyeyim: “Yalan, yalan yok öyle bi’ şey…” Yer yer amaçsız ve yarını düşünmemek insanın hoşuna gider.
Bu benim umursamaz tavrım sadece bi’ maskedir; ama normal insanların maskelerle doğması ve farkına varamaması gibi değil bu; bazen fark edilmemek içindir yaptığım o çok sahte maskeleri takmak. Ama bazı arkadaşlarımda bilirler ki bazen onların yanında yaptığım maskelerimi takmaya gerek duymam. Çünkü karşımdaki beni anlayabiliyordur. Toplumun sizi dışlamaması ve sözüm ona “normal” olmak için yaparsınız bunu. Şükür ki bu günlerde insanı olduğu gibi kabul eden arkadaşlarım çoğalıyor. Bunun yanı sıra hayatın gerçeklerini yüzünüze vuracağımı bildiğimden tatlı bi’ başlangıç yapmıştım. Sanki “Ovv ne boktan” dediğinizi duyar gibiyim ama bunlar acı gerçekler. Aynı Türkçede size soyut diye yutturulan somut bi’ kavram olan rüyalar gibi…
Ayrıca şu ana kadar anlamanız gerekirdi ki ben bi’ konu yazacağım, aman hadi diye başlamam karalamalarıma. Aklımda bi konu vardır. Ben etrafından dolaşmaktan çok hoşlanırım ve bazen sıkılmış gibi yapsamda zevk alırım.
Neden paragraf diye bi’ şey vardır değil mi? Sayın okurlarım: P. Yer yer bu dolaşmalarım karışabilir. Sadece ben okusam sorun olmazda; tek başıma da olmuyor ama hep ben hep ben olmaz ki. Beğenen gelir alır, beğenmeyen gider zaten başka bloglara.
Farklı bi şey geldi aklıma. Bütün insanlarda gerçeklere kavuşma isteği vardır diye düşünüyorum. Buna yanlış bildiğimiz gerçeklerde dahildir tabii. Bu güzel amacı kötüye kullananlar var ki nefret ederim onlardan. Sanki bir daha geleceğiz de kardeşim dünyaya bize mamal okuyup, sallayıp, kolpalayıp dururlar… Olmuyor yani!
Gerçeklerden bahsettim. Bu gerçeklere ulaşmanın çeşitli yolları vardır. Ben çoğunlukla arkadaşları tercih ederim. Cidden bu da sabır işidir söyliyeyim. Bu zamana kadar sabretmenin iyilik ve kötülüklerini öğrendim. Sabır bazen insanı geliştirdiği gibi, bazense gerçekten hiç bulunmak istemediği durumlara sokabiliyor. Zorlayarak karşıdakini kendi seviyene çekemezsen ya bu onun bunu istemeyip odun olma isteğindendir veyahut gerçekten salaktır karşınızdaki, hemen kaçın. Bu nedenle az arkadaşın olacak, büyük ihtimalle az olur. Çünkü bunları gerçek manada düşünen çok az insan var. Şunu da belirteyim ki yaptığım her genelleme yanlıştır bu yaptığımda dahil olmak üzere. Önceden uyarayım. Bu yazıda hayat dersine döndü ya :S İyidir bazen nasihatler. Hele ki siz benim yerimde olsanız, eliniz kalem tutsa yazmaktan zevk aldığınız bir şey haline gelebilir bu nasihatler.
Önceki konularla paralellik gösteren bir konu vardır ki.Hayatın anlamını aramakla geçer bir dönem diyebiliriz. Ama şimdi anlıyorum ki öyle bir şey yok hayatının anlamını seçmek ya da hayatındaki anlamlı gelebilecek şeyleri seçmek var en azından elinde. Mutlu olmak kimisi için, kimisi için karşısındaki insanı yemek, kan görüp acı hissetmek, kimisi içinse aylak aylak dolaşmak ve bir şey düşünmemek. İnsanlar çoğaldığı ve bir karma yapı oluştuğu sürece bu örneklerde artacaktır.
İlk yazım, ilk yazım en azından hayat hakkındaki ilk yazılarımda birisi, bir işçi bayramında… Herkese kutlu olsun. Bütün emekçilere...

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Belki biraz tuhaf gelicek ama en etkilendigim yazı bu oldu:) gercekten sabretmenin iyi ve kotu yanları var. Cogu kisiyi kendi seviyeme denk hale getiremeyecegimi anlayalı cok oldu. Maskelerden soz edicek olursak, fazlasıyla kullanmadıgım, ama cevremle iyi gecinebilmek icin ara sıra kullandıgım seyler diyebilirim. Ama burada onemli olan, onlar gibi olmadan sadece cogu zaman katlanmak zorunda kaldıgın kisilerle uyum saglamak. Anlamayacaklarını bildigim insanlara (odunlara:D) pek bise anlatmadım, 'gercek arkadas' bulmanın cok zor olduguna inanır gibiyim:) ama zor olsa da hicbirseyin imkansız olduguna inanmıyorum:) onemli olan dogru yer ve zaman tabiki:) Eger bu her zaman katlanmak zorunda kaldıgımız sahte, yapmacık kisilerle hic uyum saglayamazsak da farklı olmanın da kotu bi yanı yok hani:P ;)
keremanil dedi ki…
Her ne kadar karışık ve dağınık bi yazı olsa da ihtiva ettikleriyle önemi olan bir yazı :)

Uzun süredir hiç ama hiç bi' şey karalamayışımın acısı büyük ihtimalle 27 haziran tarihinde çıkacaktır :D
Ve daha toplu, daha anlaşılır ve daha farklı konularla o günlere ulaşırım diye ümit ediyorum :)
Bu arada odunlarında yaşama hakkı olmalı :D :D