Derinlik Mefhumu!


Hiç hayatta derinlik mefhumunu kaybettiğiniz oldu mu?
Hem de defalarca... Bazen restoranda geç gelen siparişiniz, dostunuz olarak bildiğiniz birinin sizi dinlemek için oturduğu sofrada dinleyen konumuna düştüğünüz durumu ya da sizi can-ı gönülden sevdiğine inandığınız birinin aslında sizi, sizinle her şeyi göze alacak kadar sevmediğini bildiğiniz o yakıcı anı veyahut yaktığınız anı.
Her biri birer damla olarak başlayan hafif bir çiselemenin sonrasında bir çöle dönüşünü, kuruyan toprakta suyunu saklamayı beceremeyen bir kaktüsün dikenlerinin içe doğru uzayışını. Tüm o uzamların teker teker koptuğu, her kopuşta da sizi var edenlerin sizden kanayarak kopuşunu...
Hayattan gelen damıtılmış zevk suyunu tattıktan sonra her içkinin yavan gelişini ve sizi bir türlü sarhoş edemeyişini...
Kimsenin bilmediği o uzak bahçede göz kapaklarınıza yağan damlaların her çarpışında o çıplak bedeninizin hem bir serinlikle gelen huzur ve tarifi imkansız ürpertiyi hissettiniz mi?
Belki de derinliği yok eden birkaç ufak şeyden birisi olabilir tüm bunlar.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Sizi can-ı gönülden sevmiş birine ne yaptınız da her şeyi göze almaktan vazgeçmiş olmalı? Eğer buna inandıysanız,zaten o kişi göze alabilecekti ancak aynaya dönüp bakmalı kişi.Güzel yazıyorsunuz ama yazılarınızda kendi kusurlarınızı anlatmıyorsunuz. Bu bir eksiklik. Elinize sağlık.
keremanil dedi ki…
"...veyahut yaktığınız anı." Kimse saf ve suçsuz değil. Hele ki ben, ben hiç değilim.
Umarım cevap mahiyetinde olmuştur sevgili okur ;)
keremanil dedi ki…
Eser için de:
https://www.youtube.com/watch?v=fEzpsVi1Qd0